Her canlı kendisini yemeye çalışan diğer canlılarla savaşmak zorundadır.
Çok hücreli canlılar milyarlarca yıldır evrimleştikçe, kendilerini savunmak için bazı yollar geliştirdiler.
Bugün, insanlar gelişmiş ve karmaşık bir savunma ağına sahip:
Fiziksel bariyerler, savunma hücreleri ve silah fabrikaları akat vücudumuzun en önemli savunma sistemlerinden bir tanesi genel olarak bilinmiyor:
Kompleman Sistem 700 milyon yıldan daha önce evrilen Kompleman Sistem, 30’dan fazla proteinin vücudumuza izinsiz girenleri durdurmak için kompleks ve zarif bir şekilde birlikte çalıştığı bir sistem.
Tam şu anda, tümü -yaklaşık 15 kentilyon tane- vücudunuzdaki bütün sıvılarda yüzüyor.
Yalnızca kimyasal tepkimelerce yönlendirilen bu proteinler istilacılara karşı en etkili silahlarımızdan biri. Kompleman sistemi aktive etmek için bağışıklık sisteminin pek çok bölümü sadece araç işlevi görür.
Ama bu aynı zamanda çok tehlikeli. Her an patlamaya hazır trilyonlarca küçük bombanın kanınızda dolaştığını hayal edin.
Bu nedenle hücrelerimiz bu proteinlerin kazayla kendilerine saldırmalarını engellemek için çeşitli mekanizmalar kullanır.
Peki Kompleman Sistemini Kompleman Sistemi yapan nedir? Ve neden bu kadar tehlikelidir?
Esasen, Kompleman Sistem 3 şeyden sorumludur:
Düşmanları işlevsiz bırakmak, Bağışıklık Sistemini aktive etmek ve ölünceye kadar düşmanlarında delikler açmak.
Ama nasıl?
Sonuçta bunlar akıntının rastgele bir şekilde ordan oraya sürüklediği belirli bir yönü olmayan bilinçsiz proteinlerdir.
Stratejinin önemli kısmı da burası zaten.
Kompleman proteinler bir tür pasif moddaymışçasına süzülürler.
Ta ki aktive olup şekilleri değişene kadar hiçbir şey yapmazlar.
Protein dünyasında, neyi yapıp neyi yapamayacağını şekil ve biçimin belirler.
Çünkü şekil ve biçimin, neyle ve nasıl etkileşime gireceğini belirler.
Örneğin; pasif haldeki şeklin ile hiçbir şey yapamayabilirsin.
Aktif haldeki şeklinle ise, mesela başka bir proteinin şeklini değiştirebilip onu aktive edebilirsin ki o da diğerlerini aktive edebilsin.
Bunun gibi mekanizmalar çok hızlı yayılan bir kademeli reaksiyonlar başlatabilir.
Kompleman proteinlerini birbirilerine çok yakın milyonlarca kibrit olarak hayal edin:
Bir tanesi bir kez alev alınca etrafındakileri de tutuşturucaktır.
Onlar daha da fazlasını tutuşturacak ve ateş birden çok büyüyecektir.
Kompleman Sisteminin temel mekanizmalarını göstermek biraz zor ve karmaşık bir iş.
Bu yüzden, şöyle basitleştireceğiz:
Farzedelim bir yerinizi kestiniz ve bir grup bakteri yaradan içeri girdi.
Kompleman saldırımız C3 ile başlıyor.
C3 ilk kibritimiz; yani ateşi başlatacak olan ilk kıvılcım. Bunun için de C3’ün pasif halden aktif hale geçmesi gerekiyor.
Burası epey karmaşık.Bu yüzden, farz edelim ki olay şu proteinlerin rastgele yardımlarıyla gerçekleşiyor olsun:
Düşmanlara bağlanan diğer Kompleman Proteinleri ya da Antikorlar.Burada tüm bilmeniz gereken C3’ün iki küçük proteine ayrıldığı: Aktif haldeki C3a ve C3b.
Bunlardan biri olan C3b proteini; bakteriler, mantarlar ve virüsler üzerinde etkili güdümlü füze gibidir.
Su molekülleri onu nötralize etmeden önce C3b’nin bir kurban bulması için 1 saniyeden az bir süresi vardır.
C3b bir hedef bulursa, kendisini çok sıkı bir şekilde yüzeyine sabitler ve böylece gitmesine izin vermez.
Böyle yapınca protein tekrar şekil değiştirir. Yeni şekliyle birlikte artık diğer proteinleri bağlayabilir ve sürecin başka bir kademesini başlatabilir.
Birçok defa şekil değiştirir ve diğer Kompleman Proteinleri kendisine ekler.
Son olarak kendisini C3-Konvertaz olarak bilinen bir üretim platformuna dönüştürür.
Bu platform daha fazla C3 proteinini aktive ederek bütün döngünün yeniden başlamasını sağlar.
Sayılar giderek artar. Çok geçmeden binlerce protein bakteriyi kaplar. Bakteri için bu gerçekten çok trajiktir. Çaresiz kalan bakteri artık ya hareket edemez ya da giderek yavaşlamaktadır. Binlerce sayıda sinekle çevrildiğinizi hayal edin. Dahası da var…
C3 proteininin diğer parçasını -C3a- hatırladınız mı?
C3a işaret fişeğine benzer. Binlercesi yardım toplamak için savaş alanından dışarı doğru akar.
Pasif bağışıklık hücreleri C3a hücrelerini farkedince uykularından uyanırlar ve enfeksiyon alanına kadar protein izlerini takip ederler.
Daha fazla işaret sinyali aldıkça daha da fazla agresifleşirler. Bu şekilde komplemanlar, takviyeleri en çok ihtiyaç olan yere tam olarak yönlendirirler. En son Komplemanlar istilacıyı yavaşlatmış ve yardım çağrısında bulunmuşlardı. Artık düşmanı öldürme zamanı geldi.
Fagositler; savaş alanına ulaşan ilk bağışıklık sistemi hücreleri Bunlar kurbanı bütün şekilde yutup bir baloncuğa hapsettikten sonra asitle öldürürler.
Fakat bir düşmanı yutmak için öncelikle onu yakalamak gerekir ki bu da kolay değildir çünkü bakteriler kayganımsıdırlar ve yakalanmayı pek sevmezler. Ancak şimdi, kendisini bakteriye bağlamış olan Komplemanlar yapıştırıcı işlevi görerek bağışıklık hücrelerinin kurbanlarını tutmasını kolaylaştırır.
Bu kadar da değil ekrardan sizi kaplayan sinekleri hayal edin. Şimdi ise onların eşek arısına dönüştüklerini hayal edin. Başka bir kademe başlamak üzere. Bakteri yüzeyinin üzerinde C3 üretim platformu tekrar şekil değiştiriyor ve yeni proteinler üretmeye başlıyor.
Birlikte daha büyük bir yapının inşasına başlıyolar: Zar Saldırı Kompleksi
Uzun bir mızrağa benzeyen bu yeni proteinler tek tek kendilerini bakteri zarının içine saplıyolar, ta ki tekrar kapatılamayacak bir delik açana kadar.
Ortamdaki sıvı bakterinin içine dalar ve iç kısım da dışarı dökülür. Ölümüne kanarlar.:(
Komplemanlar artık bakteriyi sakat ve dikkati dağınık bir hale getirdikten sonra vakayı bağışıklık sistemi hücreleri devralır.
Bu şekilde istila tehlike teşkil etme fırsatı verilmeden erkenden engellenir.
Muhtemelen farketmediniz bile.Ancak bakterilerin komplemanlardan hoşlandıklarını pek söyleyemeyiz.
Ama muhtemelen komplemanların en etkili şekilde kullanılacağı düşman virüslerdir.
Virüslerin şöyle bir problemi vardır: Hücreden hücreye geçmek zorundadırlar.
Hücre dışında, tek umdukları şey tamamen şans eseri bir çarpışma ile hücreye geçebilmektir.
Burada tamamen savunmasızdırlar. Komplemanlar yollarını kesip onları tahrip ederler sonrasında ise bağışıklık hücrelerini yutmaları için bu zararsız haldeki virüslere yönlendirirler.
Komplemanlar olmasaydı virüs enfeksiyonları daha ölümcül olurdu.
Madem bu kadar etkili bir silahımız var, peki neden o zaman sürekli hastalanıyoruz?
Sorun şu ki: Savaşta iki taraf da uyum sağlar.
Örneğin; Vaccinia virüsü bir hücreye bulaştığı zaman
hücreyi kompleman aktivasyonunu durduran bir protein sentezlemeye zorlar.
Bu şekilde, virüs bulaştığı hücrenin etrafında güvenli bir alan yaratır. Virüs çevredeki hücreleri öldürüp daha fazla hücreye geçmek istediği zaman, daha yüksek bir başarı şansına sahiptir. Veya bazı bakteriler kompleman sistemi uyarmadan kandaki bazı molekülleri tutabilir ve hatta görünmez bile olabilirler.
Sonuç olarak, Kompleman Sistem önemli olmakla birlikte kompleks ve zarif bir organizasyona Bağışıklık Sistemizin oyuncularından yalnızca biri.
Çok sayıda bilinçsiz şeyin birlikte nasıl akıllı şeyler yapabildiklerinin güzel bir örneği
Bu videonun sponsoru sensin.Desteğiniz olmadan bu kanal varlığını sürdüremezdi.
Bunun için ne kadar minnettar olduğumuzu anlatmak gerçekten zor.
2019’da bir Kurzgesagt videosu hazırlamak ortalama 1200 saat sürdü.
Araştırma yapmak, metinlerimizi yazmak, uzmanlarla tartışmak, her bir sahneyi çizip …
canladırmak ve orjinal müziğimizi bestelemek için aylara ihtiyacımız var.Bu ancak sponsorluk anlaşmalarının Patreon’da desteğinizin ve ticari satışlarımızın bir kombinasyonuyla mümkün.
Örneğin Kompleman Sistemiyle ilgili bu poster ve posta kartları gibi. Eğer bizi desteklemek istiyorsan,
izleyerek, bir Patreon olarak ya da kişisel bir kuş edinerek bunu yapabilirsin. Ya da bu takvim veya posterlerden birini satın alarak. Kurzegesagt’ın amacı yapabildiği en iyi videoları yapmak ve bilimi daha dost canlısı yapabilmektir. Bunu mümkün kıldığınız için çok teşekkürler.